9 Mayıs 2011 Pazartesi

Şehr-i Muğlak

Yürüyorum. yürümekte bir marifet yok ki. ayağı olan yürüyor. Dahası olmayanlar bile yürüyor. Dahası omurgasızlar bile yürüyor. Yürümek bir gitmek biçimi. Yürüyoruz işte.
-ah şu sonlardaki iyelik ekleri. yürüyorumdan, yürüyoruza bir mutluluk uzaklık.
Yürüyorum. Yerde ıslanıp çamurlanmış bir gazetenin arka sayfa güzelini görüyorum, çamur çok yakışmış. Bir şişeye değiyor ayağım. Vuruyorum tekmeyi. Sonra ufak bir taş, sonu aynı. Ama ufak bir taş, yani büyük değil, büyük olsa korkardım, vurmazdım da zaten.
Bakın bu şehri ben kurdum ben büyüttüm ama sevemedim.
            -Turgut Uyar
Büyükçe bir taşa tekme atmakdan bile korkar oldum. Halk otobüsüne orta kapıdan binmekten, caddede kimsenin yürümediği tarafta yürümekten, dönüp ters bakarlar diye yolda insanlara çarpmaktan, laf atarlar diye kardeşimi dışarı salmaktan, laf atarım diye şuh kadınlardan korkar oldum.
Oldurdular aslında, ey şehr-i muğlak! İstanbul, Mekke, Kudüs, Roma, Paris, Atlantis, Babil, İskenderiye veya herhangi bir Dünya şehri, hiç biri senin kadar batmadı dibe. Hiç mi ders almadın onlardan? Gamsız baykuşları, uğursuz trolleri, yaralı sırtlanları, kambur hobitleri, vebalı zarganaları, fahişe domuzları kabul ettin içine.
Dışarıdayım mecburen veya kalmadı hiç bir yerde her hangi bir içeri.
-Ey şehr-i muğlak! Etrafım sarılı ve korkuyorum gazabından.

8 yorum:

GregorSamsa dedi ki...

sağolasın efem. bu uzun olmasını plandığım bir hikayenin teaser'ı gibi bi'şey aslında. uzun versiyonu elbet gelecek :)

N.Narda dedi ki...

Hımm, bekliyoruz ama gerçekten.

GregorSamsa dedi ki...

tamamdır efem. emir telakki ettim :)

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
GregorSamsa dedi ki...

@gürhan: çok sağolun. beğenmenize sevindim.
biz buradayız yine bekleriz.

Adsız dedi ki...

ne güzel ve derin bi başlangıç yürümekte bir duruş biçimi işte

GregorSamsa dedi ki...

devamı da aynı gitsin diye dua etmek var şimdi.

Adsız dedi ki...

dualar şehrin hüzünlü kıyılarına vursun o zaman

Yorum Gönder