15 Mayıs 2010 Cumartesi

yeni başlayanlar için şiir


Şahsi olarak, şiire olan ilgim biraz geç oldu galiba. Buna da bir suçlu bulmam gerekirse tamamen popüler kültürün sürekli aşağı çektiği modern şiir anlayışıdır. Muhtemel edebiyata başlama yaşlarımda karşıma çıkan; sokak ağzının, abartılmış duygusal buhranların ve takıntılı aşıkların kullanıldığı Ahmet Selçuk ilkan ekolü şiirlerin veya İbrahim Sadri, bedirhan gökçe gibi, her cümlenin sonunu uzatarak okuyan, naif şiirleri bile, savaş destanları okurcasına hiddetli çıkışlarla okuyanların yüzünden uzun zaman şiirden uzak tuttum kendimi. Ta ki; eş zamanlı olarak beni şiire yanaştırıcak olan fuzuli, fazıl hüsnü dağlarca veya Edgar allan poe gibi şairlerle tanışana kadar. Artık, şiirin, yazın dünyasının 1/10 ölçeğinde konsantre meyve suyu olduğunu fark etmiş, tiryaki bir şiir okuyucusu olmama rağmen, ilk yaşadığım edebi dezenformasyondan dolayı hala içinde aşk geçen şiirlere karşı alerjimin olduğunu da belirtmem gerek. Bana şiiri sevdiren bu zat-ı muhteremleri “ne kadar büyük adamlarmış” diyerek anlatmama gerek yok diye düşünüyorum zira isimleri okunduğunda bile ceket iliklenecek bu isimlerin büyüklüklerini belirtmek, şapşallığa dalalet edecektir. Benim aşağıda yazıcaklarımda ki amaç ise; tamamen bana şiiri nasıl sevdirdiklerine dair bir açıklama olucaktır.

             Bir şairin cümleleri, ahenkle akarken, deltasında kullandığı kelime çeşitliliği ile ardından zengin bir alüvyon toprakta bırakabilmelidir. Dahası anlatımını güçlendirmek için, kendi baş yapıtının simgesel kahramanını bile küçümseyebilecek kadar egosuz olmalıdır şair.

"Mende mecnundan  füzun aşıklık istidadı var
             Aşık-ı sadık menem mecnun’un ancak adı var"

                                              Fuzuli

Veya bir şair, beş kelime bile kullanıyor olsa, sıkmadan, usandırmadan, sadeyken bayağılaşmadan, bu küçücük kelimelerin her bileşenine birden fazla dünya yükleyerek işleyebilmelidir.

            Dolu ile boş yarışıyorlardı
  Çevrelerinde uçsuz bucaksız kalabalık    

  Boş kazanmıştı yarışı
  Doluyu alkışladılar

                                               Fazıl Hüsnü Dağlarca

“Gül! Gül dedi, bülbül güle, gül gülmedi gitti.
             Gül bülbüle, bülbül güle yar olmadı gitti. “

                                               Fuzuli

Veya şairin kelimeleri, ısırgan ruhu sürülmüş dikenleri olan bir dev gürzü gibi insanın beynine düşmelidir.

“Derken ciddi ve haşin suratıyla bu abanoz kuş,
  Kaderimi gülümsemeye dönüştürdü,
  'Sorgucun kırkılmışsa da hiç kuşkusuz' dedim
  Korkak değilsin sen,
  Gecenin kıyısından gelen
  Suratsız ve yaşlı kuzgun-
  Gecenin plutonian kıyısındaki saygı değer adın nedir,
  Söyle bana.'
  Kuzgun dedi ki 'birdahaasla.' “

                                               Edgar Allan Poe

   


0 yorum:

Yorum Gönder