Kimin gözünde kafir, kiminin gözünde alim olan Ömer Hayyam günümüzde gerek rubaileri gerekse matematik alanında yaptığı çalışmalarla hala anılmakta. Bu şair adamı daha yakından tanımak isteyenlere en büyük önerim hemen en yakın kitapçıya koşup Amin Maalouf'un Semerkant adlı romanını alıp okumaları.
Semerkant - Sayfa19
Not: En yakında zamanda Ömer Hayyam ve yakın arkadaşları, iki can düşmanı, Hasan Sabbah ve Nizam-ül Mülk hakkında daha detaylı bir yazı hazırlıyacağım.
—Hay Allah, nişarpurlu İbrahim Hayyam'ın oğlu Ömer’i diyarının nasıl oldu da tanıyamadım? Horasan'ın yıldızı, İran'ın ve iki Irak'ın dehası, feylesofların şahı Ömer!Sözde yerlere kadar eğilip alaylı alaylı selamladı onu, parmaklarıyla kanat çırptı sanki sarığının iki yanında ve etrafında toparlanmış aylakları kırıp geçirdi bu hareketleri.
—Bir dindarlık ve iman örneği sayılabilecek şu rubainin yazarını nasıl oldu da tanıyamadım:
Şarap testimi kırdın Allah'ımZevk yollarımı bağladın Allah'ımYere saçtın lal rengi şarabımıTövbeler tövbesi, yoksa sen sarhoş musun Allah'ım?
Hayyam öfke ve kaygıyla dinledi. Böyle bir kışkırtma oracıkta cinayete davetiye çıkarmak demekti. Kalabalıktan hiç kimse bu kışkırtmaya alet olmasın diye, bir an bile yitirmeden yüksek ve berrak sesle cevabını patlattı:
—Ben bu rubaiyi ilk kez senin ağzından duyuyorum. Ama bak, şunu ben yazdım gerçekten:
Hiç, bildikleri hiçtir, bilmek istedikleri hiç,Bak da gör şu cahilleri, kurulmuşlar tepesine dünyanın,Onlardan değilsen şayet sana kâfir derler adamaBoş ver onları Hayyam, sen bak kendi yoluna.
0 yorum:
Yorum Gönder