Beyninde bin bir düşünce, yürüyor. Yürümeyi seviyor, ancak adımları yavaş. Kulağında eskiden çok sevdiği ve dinlediği, şimdilerde o eski tadı alamadığı ancak playlistinden değiştirmeye üşendiği o parça.
Kadının sesi boğuk, enstrümanlarsa hızlı ve canlı. Tüm artsitliğiyle yürüyor, sessiz sakin bakışlar atarak etrafa, insanlara. Bazen öyle güzel uyuyor ki melodi, anlık bakışlarına, başını çevirdiğinde gördüğü hareketlerin temposuna, kendi temposuna. Şarkıyı yeniden sevmeye başlıyor.
Az önce yanından ayrıldığı iş arkadaşlarıyla iyi vakit geçirdiğini düşünüyor. Aralarda çevirdikleri birkaç muhabbet.. Hep derler ya, "Güven olmaz iş ortamına pek samimi olunmaz.." O önyargısını kırdı kıracak ancak yine de bilemiyor. Herkese güven olmaz. Şimdiyse geçmişten, bugüne getirdiği, birlikteyken güzel zaman geçirdiği birileri var sırada. Daha var buluşmalarına, onlara doğru yürüyor.
İçinde tonlarca sakladıkları, pek kimseyle konuşmayan, anlatmayan cinsten biri. Bazen birbirini yiyor beyin hücreleri. Çok kızıyor kendine, neden hakim olamıyor yaşadıklarına diye. Aslında hakim olmak istediği karşısındaki insanların düşünceleri, ayırt edemiyor. Şarkı değişiyor.
"Elinde değil ki her zaman.Kimin elinde?",diye düşünüyor.Anketçi çocuk geliyor yanına dudakları oynuyor anlamsız. Hiç cevap bile vermiyor çekip gidiyor.Küfürlerden küfür beğen kendine. Hafif nemli, soğuk bir esinti vuruyor göğsünden içeri, olmaması gereken bir mevsimde, yaşayan yabancı bir nefes. İrkiliyor. "Hava da bir türlü ısınamadı." diyor. Yine kızıyor. Tam bir ergen modunda, yaşı başı almaya başlamış halbuki. Ergenliğini de öyle çok sert geçirmemiş zamanında, düşünüyor, anca şimdi mi giriyor yoksa, irkiliyor yine. Yok artık!
Kendi dünyasından kopup da onların dünyasına geçemiyor çoğu zaman, istediği kadar kalabalık, istediği kadar gürültülü olsun, beceremiyor. Sohbet ediyor, eğleniyor , dinliyor, anlatıyor ama hiçbir zaman dahil değil. Edemiyor kendini.
Yürüyüş bitiyor. Buluşulacak yere varıyor. Varıyor da kimse yok. Aslında herkes var da, onun istedikleri yok. Herhalde biraz bekletecekler.
Şarkı bir kez daha değişiyor, ancak bu kez üşenmeden geri sarıyor bir önceki şarkıya, seviyor çünkü. Bir daha dinlesin istiyor. En son onu dinlesin istiyor ki, beyninde devam etsin, sessizlik anlarında.
Kimse ilgisini çekmiyor bugün. Öyle boş boş etrafa bakıyor. Çok da derin düşünmüyor o an. İçine iyi bir his geliyor, sigarasını yakıyor. Karşısında ikisi birden. Sohbet ederek geliyorlar. İki hatıra, iki hikaye ayaklanmış yürüyorlar ona doğru. Çıkarıyor kulaklıklarını, insanların uğultusu, müzik sesleri, ne çok olur bu caddede.
Merhabalaşıyorlar, çok güzel, samimi, hissediyor sıcaklığı. Haksızlık ettiğini düşünüyor onlara, sanki çok da değil. Çok garip, bu kez hiç dışında değil hayatın. Kendi dünyasından kopmuyor, ancak dahil edebiliyor cümlelerini, hissettiklerini, bu kez çok da yabancı değil dostlarına. Birkaç cümleyle dahil oluyor hayata. Çok sık olmuyor, hatta pek de rastlamıyor bu duruma. Yorgunluğunu atıyor. Biliyorlar gibi, anlıyorlar, zaman geçiyor, ayrılıyorlar.
Yürümeye devam ediyor. Takmıyor bu kez kulaklığı, daha sonra dinleyecek şarkıları. Hala seviyor hepsini, ama şimdi biraz insan sesi duymak istiyor. Biraz araba sesi, biraz sokak. Yürüyor yine, durduramıyor bacaklarını. Öylesine bir şeyler, birdenbire iyi geliyor. Her an gidebilir. Öylesine şüpheci, öylesine sorgulayıcı ki, her an defedebilir içindekini. Korkuyor, niyeyse belirsiz.
Aynı müzik, hep aynı yerde çalıyor, Aynı kadın hep aynı yerde haberini veriyor bu akşam çekilenin ve aynı adam hep aynı yerde şakıyor kuşlar gibi. Kendisi de buradan hep bu adımlarla geçiyor, içinde ilk kez olmayan bir hisle.
Bu kez kaybetmeyecek, üzerini örtecek, belki ona pek güvenmeyecek, ancak bunu kaybetmeyecek.Şimdilik kimseye söylemeyecek. Yürüyor yine. Bıraksalar karşı kıyıdaki evine yürüyecek, çok seviyor birden. Anketçiler rahat bırakmıyor yine, bu kez teşekkür edip gülümsüyor, bir kaçı küfrediyor arkasından, umursamıyor. Kulaklığını arıyor çantasında, bulup takıyor. Açıyor müziği, son ses değil bu kez, sokakla birlikte dinliyor. İlk başlarda garipsiyor, ancak alışıyor. En sevdiği şarkı başlıyor, eve gidene kadar tekrar tekrar dinleyecek,biliyor. Bıkmadan. Sebebini bilmeden mutsuz hissetmek gibi sebepsiz yere mutlanıyor bugün.
Yürüyor bu kez, otobüste bile yürüdüğünü hayal ediyor.
Gecebaşı Ağaç Çetesi Hadisesi
8 yıl önce
0 yorum:
Yorum Gönder