"Dünyanın neresinde olursa olsun, O'na ulaşacağına inanıyor insan.Bir gün, hiç beklemediği bir zamanda karşısına çıkacak. Şu an bir şekilde bir yerlerde, yakında ya da uzakta, belki de dünyanın öbür ucunda. Ruh Eşi, evet. Gerçekten bir gün tanışılacak ve hayata kalınan yerden birlikte devam edilecek." diyor, umutlu, komik, saf insanoğlu.
Karşısına çıkanlara hep "aşık" olduğunu sanıyor insan ama ilerleyen günlerde ya da yıllarda bir şekilde uzaklaşmış veya terk edilip bırakılmış buluyor kendini.
Her seferinde aynı heyecan, aynı umut derken belki gerçekten bir yerlerden çıkageliyor o büyü.
Paylaşılanlar, birlikte geçirilen zaman, hissedilenler, bu büyü sayesinde akıl almaz biçimlerde giriyor hayata, sonra birden iki taraf da inanıyor..
-Ruh eşimsin, diyor taraflar birbirine.
İlahi bir boyuta giriyor işte o zaman yaşananlar. Tanrısal bir mucize dokunmuş oluyor ilişkiye.
Bazen cidden devam edebiliyor bu büyü, mucize ancak ben pek rastlamış değilim. Ya da 2 gün sonrasına bakıyor bitmesi için, büyü sanılanın.Eski ruh eşleri vedalaşıyor tokalaşıp, boşanıyorlar.
Gel gelelim bu ilahi güç evet tam bir ilahiyattan geliyor esasında. Antik Yunan Mitlerinde ruh eşi durumu pek günümüzde yaşanılan ruh eşi durumuna benzemiyor.
Tanrılar Tanrısı Zeus var o dönemlerde, sıkılmış “İnsanları yaratayım.” Diyor belli ki. Ama yarattığı her insan çift biçiminde oluşuyor, sırtlarından birbirlerine yapışmış iki insan düşünün. Bu insanlar çifter çifter birlikte çok mutlu ve gayet iyi anlaşarak büyülü bir biçimde yaşamlarını sürerken aldıkları keyiften ve birlikteliklerinin şahaneliğinden olsa gerek onları yaratan Tanrıların Tanrısı yakışıklı ve çapkın yüce Zeus’u unutuyorlar. Şükretmeyi, anmayı, bilimum ibadet neyi gerektiriyorsa. Zeus bu durumu fark edip, mutluluklarından dolayı kendisini unutan halkını uyarıyor ancak bu uyarılar da bir işe yaramıyor. İşte o derece mutlular düşünün. Tabii ki de istediği olmayınca cezalar, felaketler yollayan diğer Tanrılar gibi bir ceza armağan ediyor Zeus bu ırka.
Diyor ki kudretli sesiyle; “Ben size mutluluk verdim, hayat verdim, ancak siz buna şükretmeyi bilemediniz. Bu sebeple sizleri ayırıyorum” deyip çiftleri sonsuza dek çaktığı şimşeklerle ayırıyor.
Daha sonra tüm bu ikizlerinden ayrılmış çiftler kendilerini birbirlerinden uzaklaşmış bulurlar.
İşte insanların ruh eşlerinin dünyanın öbür ucunda olma olasılığı, mitolojik Tanrı Zeus’un insanoğluna armağan ettiği bu lanetle birlikte gelir günümüze.
Biraz şans(doğru yer-doğru zaman), biraz büyü. Harcanıp bitmeyen cinsinden.Belki hayal, belki de evet “efsane”.
Ama mümkün olmayan şeyler değil gibi hissettiriyor insana.
Ruh eşini buldu mu, cinsiyeti fark etmez, Zeus’a meydan okumalı insan, şimşeklerden korunmalı bir şekilde.
0 yorum:
Yorum Gönder