Benim nazarımda şu açıktır ki: “Çay, kahveyi döver…”. Bu fikrimde ne kahvenin asabiyet yapıp ağız tadını bozmasının, ne de çayın rahatlatıcı, mayıştırıcı etkisi ile ağızda bıraktığı hoş tadın bir alakası yoktur. Benim ki tamamen “duygusal”.
Duygusallık derken, kültürel durumlarından doğan en direkt serbest vuruşla söylüyorum bunu. Her kim ki; misafirlerini ‘kahve’ye davet ederse: “sadece yarım saat konuşalım, yorma beni, az dur sonra git!” demiş olur zira kahve, üst üste en fazla 2 bardak içilebilir (onlar da psikopat içicilerdir.), süresi takriben yarım saat sürer, verdiği mesaj açıktır. Buna karşın, çayda semaver veya demlik kültürü vardır (sallama çayları kuru fasülyeden sayıp, top bile atmıyorum, bu böyle biline.) Her kim ki; misafirlerini ‘çay’a davet ederse: “gel ne olursan ol yine gel. Gel, otur, saatlerce de gitme, ‘muhabbet’ edelim uzuuun uzuuun.” demiş olur.
Bu konuyla ilgili “kahve ile sohbet, çay ile muhabbet edilir” mottomu faizi ile çok severim. Konusunu güzelliklerden alan sohbetin olduğu yerde, muhabbet, muhabbetin olduğu yerde, muhabbetin kalbi ve resmi içecek sponsoru olan çay vardır.
Ayrıca çay saftır, şeffaftır, içi dışı birdir, açık sözlüdür, ince belli cam bardakta, görerek içilir. Kahve ise biraz hindir, ketumdur, içten pazarlıklıdır, porselen kupa bardakda veya fincanda görmeden içilir.
Ve çok sevdiğim bir diğer mottomla bu yazıyı sonlandırıyorum: “hem çay olduk, hem çayhane, hemdemliğimiz baki olsun ki; kıvamımız olsun şahane.”
18 yorum:
Deşme kalbimdeki hazin yarayı/ Bahçemde goncalar güller azaldı/ Muhabbet uğruna içilen çayı/ Bir ömre değişen kaç kişi kaldı...
Kahve ve çay konusunda, üzerime kimseyi tanımıyorum tüketici olarak. : )Hele de damlasakızlı olursa o kahve... Afiyet olsun.
ben, çayla kıyaslandığında pek kahveperver sayılmam. o yüzden özellikle şurası için çok teşekkürler "Muhabbet uğruna içilen çayı/ Bir ömre değişen kaç kişi kaldı..."
Teşekkür ederim... İkisinin de yeri ayrı."Gönül ne çay ister ne kahvehane/ Gönül sohbet ister çay/kahve bahane." Bu söz bana ait değil, şu anda hatırlayamıyorum kime ait olduğunu. Bir kahvenin 40 yıl hatırı var derler. Gerçi artık 40 gün bile katlanamıyor kimse kimseye. Böyle yazıları seviyorum. Okumaya devam edeceğim, (hepsini) yoramasamda.
başımın üstünde yerin var efem. memnun olurum :)
Teşekkür ederim sizin de öyle... Buyrun öyleyse, damlasakızlı.
:)
http://kalbimdensizanlar.blogspot.com/search?q=kahve+i%C3%A7mek+istiyorum
ibrahimji: Çoğu zaman, bakış acısına dönüşen bir bakış açısı olsa da. :) )
@ibrahimji: blogun geneli gibi komple bakış açısı :)
çay:
http://suzanbasarslan.blogspot.com/2010/12/cayn-yannda-ne-alrdnz-biraz-muzik.html
ben çayı da kahveyi de severim, çay da kahve de bahane, muhabbet kısmına geldiğimizde, kahveyi en az bir saatte içtiğimden olsa gerek, kahve muhabbetini tercih ederim k limit de belli, bir saat kal ve git kardeşim :))
Çay sohbetlerimizde vardır bizim. Özüm, Fatma'm ve ben çay üstüne çay demler, saatleri tüketiriz ki bu da dostlarla olur zati, en güzeli de onlarla olandır :)) darısı başımıza Samsam...
@suzan: cancağızım ilk müsait zamanda bir semaverin çevresine oturalım inşallah :)
http://suzanbasarslan.blogspot.com/2010/12/gregorumsamsam-demligi-buldum-geriye.html
sana daha önce de cansın demiştim di mi? :)
çayları sen yapcan, can felan deyerek kaçamazsınn!!
Demiştin, hımm :)) Ben sana armut demiş miydim :))
evet evet gururla kabul ediyorum armutluğu :)
sabahları bile çay içemeyen biri olarak birilerini davet ederken hep kahve içmeye davet ederim. yanında da ya çikolata ya lokum ikram ederim :))
ama çok güzel çay demlerim. içine de bargamot atarım :) -içmesini bilene-
ben çok iyi çay içerim tahmin edebileceğin gibi haberin olsun yani :)
bayıldım. eline sağlık :)
@deli fadik: çok sağol efem, okumana sağlık :)
Yorum Gönder